ANNELİK
Annelik öyle bir şey ki; bir yandan çok güçlü hissedersiniz, çocuğunuz için her şeyi yaparsınız, gerekirse dünyayı yerinden oynatırsınız, bir yandan da çok yoğun duygularla zayıf hissedersiniz.. O gün ayakkabılarını kendisinin giymesi bile sizi ağlatabilir ya da çocuğunuzun dudağını bükmesi size kendinizi kötü hissettirebilir. Ben mi bir yerlerde yanlış yapıyorum diye düşünmeye başlarsınız hemen. Acaba “hayır” demekle iyi mi yaptım kötü mü ? Ya iyi bir anne değilsem? Nereye danışsam, kimden fikir alsam diye çözüm yolları da bulmaya çalışırsınız. Özellikle bu sorgulamaları çalışan anne iseniz daha sık yaparsınız. Çocuğumla yeteri kadar birlikte olabiliyor muyum? Acaba bu onu ileride etkiler mi? Hatta gerekirse işinizden de istifa ediverirsiniz, kocanızdan da yeri geldi mi boşanırsınız ama annelikten asla ve asla vazgeçmezsiniz. Annelik nasıl hem bu kadar karmaşık hem de bu kadar keyif verici olabiliyor?
Peki tüm annelerin olmak istediği iyi anne nasıl olunur, iyi anneler ne yapar? Bunun için önce çocuğunuzu çok iyi tanımanız gerekmektedir. Çocuğun gelişim aşamalarının özelliklerini, yeteneklerini, yetersizliklerini, ilgilerini bilmek gerekir. Onun da ayrı bir kişilik olduğunu, kendi duygu ve düşünceleri olduğunu kabul etmek gerekir. Her anne (babalar da) çocuğunun en iyi olmasını ister, en başarılı, en nazik, en uslu, en çalışkan, en akıllı çocuk olmasını ister. Ancak çocuğunu iyi tanıyan bir anne çocuğunun kapasitesinin en verimli halini gördüğünde bundan memnuniyet duyacaktır. Ya da çocuğunun ilgi alanını bilen bir aile çocuğunu istemediği bir şeye zorlamayacaktır.
İyi haber JAslında iyi anne olmak çok da zor değil. Sizin mutlu olmanız çocuğunuz için yeterli olacaktır. Bir çocuk için kendisiyle birlikte olmaktan mutluluk duyan ve bunu yansıtabilen bir anne en iyisidirJYeri gelince duygularınızı paylaşıyor ve onun duygularını da anlayıp ona söylüyorsanız mükemmelsiniz. Hep doğruyu yapan, hep iyi olan anne olmak istese de tüm anneler bu gerçekçi değildir. İnsan doğasına uygun değildir. Hedef, mükemmelliği yakalamak değil, mutluluğu yakalamak olmalıdır.Anneler soruyor, çocuğumla arkadaş gibi mi olsam, disiplin mi uygulasam, öğretmeni gibi mi olsam? Bunlardan hiçbiri tam anlamıyla doğru değil. Yeri geldi mi arkadaş, yeri geldi mi öğretmen ama en çok anne olmanız çocuğunuzu mutlu edecektir.
Günümüzde birçok anne çalışıyor. Çocukların da, ailelerin de özlemi büyük. Geçirilen zaman kısıtlı. Bu sebeple anneler, babalar (daha çok annelerJ) çocukları ne istese yapmak istiyorlar, çünkü çocukları mutlu görmek aileleri de mutlu ediyor. Ancak bu sırada sınırlar bozulabiliyor, kurallar unutulabiliyor. Peki sınırları bozmadan iyi vakit geçirebilmek mümkün mü?
Çocuğu sevgiden, şefkatten, ilgiden, destekten mahrum bırakmak, “sınır koymak” şeklinde yorumlansa da aslında değil. Sınırlar, mantıkla açıklanabilir, çocuğun özgüvenini zedelemeyen, kişiliğine, özeliklerine, yaşına uygun kurallardır. Bu kurallar doğrultusunda hareket etmek, bunlarda tutarlı davranmak, çocuğunun hatası karşısında anne-baba olarak kontrollü olmak aslında çocukların güvende hissetmelerini sağlamaktadır. “Evet gerçekten annem ve babam bu işi biliyor” diye düşünmelerini sağlayacaktır. Çocuk,ilk başta tabi ki de sınırları zorlamak isteyecektir. Anne-babanın kararlılığını test edecektir, sınırları zorlayınca neler oluyor bunu deneyecektir. Ancak etrafındaki herkesin kendisinden aynı şeyi beklediğini anlayan ve kararlılığı gören çocuk bir süre sonra bu sınırın içine isteyerek girecektir. Sizin bundan memnun olduğunuzu gördükçe kendi de memnun olacaktır. Çocuğa sevgi, anlayış, sabır ve şefkat ile yaklaşıyorsanız, onun ağlamasından, ara ara kendini kızgın veya mutsuz hissetmesinden de korkmayın. Annelik-babalık aslında bir bakıma rehberlik görevidir. Rehberiniz sizi nereye götürürse siz de oraya doğru gidersiniz. Anne olarak bazen babalara da rehberlik etmek işin cabasıdır J
Tüm anne ve babalara sevgilerimizle..
Yorumlar
Yorum Gönder