ÇOCUK GELİŞİMİNDE OYUN VE OYUNCAĞIN ROLÜ VE ÖNEMİ

ÇOCUK GELİŞİMİNDE OYUN ve OYUNCAĞIN ROLÜ & ÖNEMİ
Sayın Velilerimiz; bu ay sizlere okulda gerektiğinde kullandığımız yönetmelerden oyun terapisinden ve oyunun öneminden bahsetmek istiyorum.
Oyun, çocukların kendilerini ifade ederken kullandıkları en doğal araçtır. Oyun terapisi ise çocukların sorunlarını, duygularını ve bazı iç çatışmalarını oynayarak dışa vurması için verilen bir fırsattır. Bu yöntem, çocukların kendi kendilerine, arkadaşları ile ve/ya anne&babaları ile oynadıkları oyundan farklı özellikler içerir. Oyun terapisi, çocuğun iç çatışmalarını ve bunlar kaynaklı doğan problemlerini anlamak, onun duygularını ve tutumlarına keşif yapmak ve çocuğu bunlarla yüzleştirerek çözüm getirmesi amacıyla geliştirilmiş bir tekniktir. Örneğin, çocukların oyun oynadıkları esnalarında kendi kendilerini kurguladıkları oyunun içeriğinden tutun da, oyuncaklara gösterdikleri ilgi ve alaka, davranışları, tutumları oyun terapisi içerisinde büyük mesajlar içermektedir. Bu bağlamda çocuk, baş edemediği duyguları ve yaşadığı zorlukları yeniden canlandırmalar yaparak deneyimler ve bu sayede üstesinden gelmeye çalışır. Oyun terapisinde, terapistin desteği ile oynanan oyunda çocuğun duygusal alanda yaşadığı zorluklara odaklanılır ve iç dengesini kurmaya odaklanılır. Çocuklarla beraber oyun terapisi uygulamalarında uyguladığımız en önemli ortak payda çocuğa oyun esnasında kendilerini başlı başına bir birey olarak hissetmelerini sağlamaktır. O’na önem verilir, saygı duyulur, her şeyi duyumsadığı gibi söyleyebilir, oyuncaklarla nasıl istiyorsa öyle oynayabilir, sevebilir, nefret de edebilir ya da tamamen ilgisiz kalabilir. Ancak ne olursa olsun yine de kabul görür. Oyun terapisi tekniği, endişe, korku, özgüven eksikliği, çekingenlik, dürtüsellik, öfke kontrolü vb gibi sorunlar için kullanılabilir. Unutmayın ki, oyun terapisinde simgesel oyun, çocuğun iç dünyasını yansıtıyor olması açısından çok önemlidir. Bu bağlamda, oyun terapisinde oyuncaklar, çocukların kelimeleri ve oyundaki aktiviteleri ise dili gibi sayılabilir. Özetle, süresinden çok sürecin önemli olduğu oyun terapisinde, çocukların hatalı bakış açıları zaman içerisinde düzeltilmeye çalışılarak öz farkındalık sağlama ve problem çözme gibi yeteneklerinin güçlenmesi amaçlanır.
AİLELERE TAVSİYELER
Unutmamak gerekir ki, çocukların ilk oyuncakları anne ve babalarıdır. Bebekliği ve çocukluğu boyunca, onlarla oynanan ve birlikte yapılan oyunculuklar, çocukların sorularına verilen olumlu tepkiler onların sağlığını, benliğini ve özgüvenini geliştiren çok önemli yapı taşlarıdır. Her çocuk oyun oynamak ister ve buna her gün de ihtiyaç duyar. Bu yüzdendir ki,
 Anne ve babaların da çocukları ev ortamlarında da oyun oynamaya teşvik etmeli, zaman zaman hayal dünyalarını ve yaratıcılıklarını desteklemek amacıyla yalnız, zaman zamansa, etkili iletişim, sağlıklı psiko-sosyal gelişim ve en önemlisi ‘biz’ kavramlarına destek olmak amacıyla oyun oynamaları sağlanmalıdır. Oyun asla boşa geçen bir zaman olarak görülmemelidir. Çocukların sağlıklı gelişimi ve kendilerini ifade etmeleri ile ilgili birçok yarar sağladığı unutulmamalıdır. Ayrıca, çocukların muhtemel olarak oyuncak mağazalarına girdikleri andan itibaren bir çok oyuncağı alabilmek için can atması durumuna dair, onlara hediye alınırken, yaşıtlarına ve gelişimlerine uygun oyuncak seçimine dikkat edilmeli, fazla gösterişli ve pahalı oyuncaklar yerine kaslarını çalıştıracak, girişimciliğini, hayal gücünü ve gelişimini destekleyecek materyallerin de seçilmesine özen gösterilmelidir. Unutmamak gerekir ki, çocuğun bir oyuncak ile hayal gücünü kullanıp oyun oynamasına fırsat vermeden yeni oyuncaklar yüklemek de hep o oyuncağın değerini azaltır hem de çocukları doyumsuz bireyler olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakır. Bu açıdan da çok fazla oyuncağa boğmanın çocuklara olumludan çok olumsuz etki yaratacağı bilinmelidir. Ayrıca, günümüz çocuklarında kız çocuklarımızın prenses ve perilere, erkek çocuklarımızın ise araba, uçak vb gibi oyuncaklara fazlaca yöneldiği gerçeği karşısında bizler de oyuncak alınırken çocuklara cinsiyet ayrımı yapmamaya özen göstermeli, çocukları bu konuda zaman zaman özgür bırakabilmeliyiz. Ayrıca çocuklarla alışverişe gitmeden önce alınacak oyuncağın kararlaştırılması her iki taraf için de kolaylaştırıcı olacaktır.
 
SON OLARAK,
Oyuncakların çocukların kendilerini ifade ederken kullandıkları dilleri olduğunu unutmayın. Oyun oynamak onların kendilerini en iyi anlatma ve sorunlarla baş etme yöntemleridir. Eğer çocuğunuzun oyun sınırları içerinde oyuncaklara zarar verdiğini, vurduğunu kırdığını, agresif davranışlar gösterdiğini fark ederseniz bir uzmana danışmayı ihmal etmeyiniz. Özetle, Çocuğunuzun kendini kanıtlamaya çalıştığı ve hayal dünyasının sınırsız olduğu psiko-sosyal gelişim dönemlerinde onların da bir birey olduğunu onlara hissettirmeyi esirgemeyin, alanlarını paylaşın ve sınırsız hayal güçleriyle dolu dünyalarına misafir olmanın tadını çıkarın.
‘Unutulmamalıdır ki; ‘oyuncağı olmayan, oyun oynayamayan çocuğun çocukluğu yarım, hayalleri eksik kalır.’
Saygılarımla,
Uzman Klinik Psikolog
Burcu Boran

Yorumlar