KARMA AİLE PROFİLİ ÜSTÜN ÇOCUĞUN GELİŞİMİNİ, DUYGULARINI ETKİLER Mİ?
KALABALIK AİLELER
Üstün çocuklar genelde
daha fazla iletişim içinde olmaya ihtiyaç gösterirler. Anne, baba, anneanne,
babaanne, amca, hala, dayı vb. üyelerden oluşan kalabalık bir aile ortamı
çocuğun bu ihtiyacına cevap vermek adına diğer aile üyeleri için hafifletici
olacaktır. Sık sık soru soran, sorduğu sorular ile ailesini zorlayan çocuklar
ev içinde yaşayan yetişkin sayısı fazla olduğunda iletişim noktasındaki
ihtiyaçlarını daha tatminkâr şekilde karşılama imkânı bulurlar. Anlaşılmadığını
düşündüğünde başvurabileceği farklı yetişkinlerin olması onu rahatlatacak,
sosyalleşmesini destekleme adına da faydalı olacaktır.
Üstün çocuklar farklı
alanlarda yaşıtlarından ileri özellikler sergiledikleri için; kimi zaman
erişkinlerin arkadaşlığına yönelebilirler. Ailede fazla sayıda yetişkin
olmasından mutluluk duyup, akranlarından ziyade onlarla iletişimden daha çok
keyif alabilirler. Hatta böyle bir çocuk ailesini en iyi arkadaşları olarak kabul
edebilir; ancak ailedeki üyelerin tutarlı bir tavır sergilemesi oldukça
önemlidir. Çünkü üstün özelliklerle donatılan bu çocuklar sınırları
zorlayabilir ve eğer diğer yetişkinlerle kıyas edildiğinde daha ılımlı tavırlar
sergileyen birini (örneğin; anneanne, babaanne vb.) kendi isteklerini kabul
ettirmek için yanlarına çekmeyi kararlılıkla denerler. Bu noktada aile içindeki
kuralların çocuk dâhil herkesin söz hakkına sahip olacak şekilde önceden
belirlenmesi yararlı olacaktır.
Evde
çocukların yararlanabileceği fazlaca kaynak olması olumlu olarak
değerlendirilebilir; fakat kendine özel bir yaşam alanına da ihtiyaç duyar, eğer
etraflarında bir şey kayıp ya da eksikse bunu hemen fark ederler. Kalabalık
ailelerin bu noktada çocuğun haklarına saygı göstermesi gerekir, örneğin bir
eşyasının yerini değiştirirken haber vermek gibi… Bazı zamanlarda çocuk kendini
duyusal uyaran bombardımanına tutulmuş gibi hissedebilir. Böyle anlarda onun
sakinleşmesini sağlayacak etkinlikler, huzurlu bir alan sunmak işlevsel
olacaktır.
Dikkat edilmesi gereken
bir başka konu potansiyeli yüksek olan çocuğun bu özellikleri fark edildiğinde
aile tarafından ona bilirkişi gibi yaklaşılması, gereğinden fazla pekiştireç
verilmesi ve üstün olarak etiketlenmesinin önüne geçilmesidir. Kalabalık
ailelerde herkesin eşit oranda bu duruma özen göstermesi gerekir. Diğer yandan
kalabalık ailelerdeki üyeler tarafından üstün yetenekli çocuk
kendi isteklerini yaptırmaya çalışan, sürekli çevresindekileri yönetmek
isteyen, kendini beğenmiş, grupla
uzlaşmak yerine kendi ilgilerinin peşinden giden biri olarak yorumlanarak
eleştirilebilirler. Çocuklar zamanla bu yargıları içselleştirerek gerçekten
böyle davranmaya başlayabilir.
Kardeş
sayısının fazla olduğu kalabalık ailelerde; ebeveynlerin çocuklar arasında
kıyaslama yapmaları hem üstün olan hem de diğer çocuklar için olumsuz
olacaktır. Örneğin; üstün çocuğun sürekli övülmesi üstünlük duygusu
geliştirmesine, kardeşlerinde ise yeterince değerli olmadıklarına dair bir
inanca neden olabilmektedir. Normalin üstünde yetenekle donatılmış çocuğun
kardeşleri ile arasındaki farklılık, anne-baba tarafından iyi idare edilmezse
tüm aile ilişkilerini bozan ve çocukların özgüvenini ciddi ölçüde zedeleyen
sonuçlar doğuracaktır.
BOŞANMA, ÜVEY ANNE VE
ÜVEY BABA
Üstün yetenekli çocuklar tüm yaşlarda bir takım problemlerin
net ve kesin olarak farkındadır. Gözlem kabiliyetleri sayesinde anne-babalar ona
çok mutlu gözükmeye çalışsa bile o, eğer bir çatışma söz konusu ise bu durumu
yüksek bir olasılıkla fark edecektir. Dünyadaki problemlerle bile ilgilenen ve
çok erken yaşta dahi bu noktalara duyarlılıkları dolayısıyla kaygılanan
çocuklar, evde yaşanan kaotik sorunlardan ciddi ölçüde etkilenir. Kendilerini
üzgün ve çaresiz hissedebilirler. Araştırmalar yıkılan ailelerde çocukluk depresyonunun sıklıkla
karşılaşıldığını ortaya koymuştur. Sorunları hisseden çocuk sıkıntısını söz
diliyle anlatamadığı için bunu farklı şekillerde dışarıya yansıtır. Bu durum
tırnak yeme, altını ıslatma şeklinde ortaya çıkabilir. Çocukta sıklıkla hasta
olma gibi psikosomatik hastalıklar gözlenebilir. Evden, okuldan kaçma,
kendisine ait olmayan şeyleri alma gibi durumlar yaşanabilir. Üstün yetenekli/zekalı
çocukların büyük bir çoğunluğu kusursuz bir belleğe sahiptir. Yaşadıklarını
yüksek düzeyde hatırlayabilir ve etkisini uzun süre hissedebilir. Aileler
çocuğun yanında eski eşe dair olumsuz söylemlerden kaçınmalıdırlar. Ölüm, terk,
ayrı yaşama ve boşanma sonrası oluşan tek ebeveynli ailede çocuğun, bu durumdan
kendisini suçlu hissetmesinin önüne geçmek hayli önemlidir.
Aileye hızlı bir şekilde
üvey anne ya da üvey babanın dahil olması gibi çocuğun hayatındaki ani
değişiklikler, hayatları üzerinde çok az kontrol sahibi oldukları duygusunu
kuvvetlendirerek özgüven kaybı yaratabilir. Çocuk bu stresi, öfkesini dışa
vurarak, sık sık kavga ederek, içe kapanarak, okul başarısızlığı ya da endişeli
vb. şekillerde gösterebilir. Çocuklar tutarlılığı sever, bu yüzden çocukların
rutinleri korunmaya çalışılmalıdır.
Hayatındaki değişikliklerin kontrollü şekilde yapılması, çocuğun bu
değişime hazırlanması gerekmektedir. Üvey anne/üvey babanın samimi, güven
verici yaklaşımı kolaylaştırıcı olacaktır. Çünkü ilgiyi üzerinde toplamayı
seven, lider özelliklere sahip üstün çocuklar aileye yeni katılan üyeyi bir
rakip gibi algılayabilir.
AİLENİN OLMADIĞI DURUMLAR
Üstün çocukların
entelektüel ve duygusal ihtiyaçlarına cevap verilmesi gerekir; aksi halde var olan
potansiyelleri sönme riskiyle karşılaşacaktır. Öz bakım, sevilme ve güvenli bir
ortamda büyüme gibi temel gereksinimleri karşılanmadığında gelişim tüm
alanlarda geride kalacaktır.
Tüm çocuklar gibi onları
koruyan kollayan yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Ebeveynin çocukların
hayatlarında olmadığı durumlarda; kaldıkları ortamda sağlıklı ilişkiler geliştiremediğinde
çocuk için oldukça yıpratıcı olur. Üstün çocuklar hassas ve şefkatli olmaya
yatkındır; başkalarını üzmemek, onların
sorunları çözmeye çalışmak uğraş alanlarından birine dönüşebilir. Bir başkasına
kırılsa bile onu defalarca affedebilir ve bu durumun başkaları tarafından
kullanıldığını fark ettiğinde de kendilerini küçük düşürülmüş hissedebilirler.
Kendi kurallarını
kararlılıkla savunan, pek çok konuda farklı bir bakış açısına sahip olan üstün
çocuklar yetiştirme yurtlarında kaldıklarında ya da evlat edinildiklerinde kendilerine
dikte edilen otoriteye boyun eğmekten hoşlanmazlar. İdealisttirler,
burunlarının dikine gidebilirler ve kendi amaçları etrafında başka bireyleri de
toplayabilecek özelliklere sahiptirler. İdeallerinin toplum değerlerinden
farklı olması durumunda yasa dışı eylemlere başvurabilirler. Hayallerine
ulaşmak, tutkularını gerçekleştirmek için yüksek bir motivasyona sahip
olabilirler; eğer ki bu ideallere ulaşamaz ya da engellenirse ciddi bir hayal
kırıklığı yaşayabilirler .
Uzman Psikolog
Funda EGELİ BORA
Yorumlar
Yorum Gönder