UYKUYA DALMADA DİRENÇ, SIK UYANMA VE UYKUYU ALAMAMA

Sevgili velilerimiz, bu ay sizlerden gelen sorulara göre seçtiğimiz  ‘yatağa gitmekte direnç’ gösterme konusu ile ilgili paylaşımda bulunmak istedik.
Sık uyanma veya uykuyu alamama kalitesiz uyku belirtisidir. Çocuğununuzun günlük hayatını olumsuz etkileyen bu kalitesiz uykunun nedeni genellikle fizikseldir, solunum yolu problemleri gibi. Eğer çocuğunuz horluyorsa, ağzı açık uyuyorsa veya uyku sırasında aşırı hareketlilik gözlemliyorsanız bununla ilgili bir doktora görünmesi gerekir.
Bu direncin iki temel nedeni vardır; fiziksel ve psikolojik. Bir çocuğun uykuya dalarken temel ihtiyacı güvenlik hissidir. Bu güvenlik hissini sarsan fiziksel nedenler, hastalık, solunumda güçlük, o sırada odada yalnız olması, odanın karanlık olması, rahatsız edici sesler olabilir. Ayrıca yatmadan önce gıda alımı da çocuğu fiziksel olarak rahatsız eden bir etkendir. Bu etkenlerin, rahat bir uyku için değiştirilmesine rağmen çocuk hala direnç gösteriyorsa, konu psikolojik demektir.
Eskiden çocuklar akşamları babalarının yollarını gözlerken, şimdi koşullar gereği annenin de yollarını gözlüyorlar. Özellikle anne ve babası çalışan çocuklar için akşamları altın değerindedir. Sizlere tüm gün neler yaptıklarını anlatırlar, oyun oynamak için can atarlar ve bu hiç bitmesin isterler. Bu noktada saat planlaması önemlidir. Yemek saati, oyun saati, pijama giyme, dişleri fırçalama vb. Her ailenin farklı bir saat sistemi olabilir. Burada önemli olan nokta sıralanan oyunların ve aktivitelerin hareketliden yavaşa doğru olması ve anne babanın bir düzen içinde hareket etmesidir. Televizyonun kapanma saati, pijama giyme zamanı net olmalıdır. Siz bu saatleri aksatırsanız çocuğunuza da bu saatlerin aksatılabileceğini hissettirmiş olursunuz. Uyku saatini kaçırmak direnci de arttırır.
Eğer mümkünse anne ve babanın çocuğu yatağa birlikte yatırması önemlidir. İki ebeveynin de yanında olması güven hissini arttırır. Bazı anne babalar çocukların uykusunu fırsata çevirmek adına uyuduğu vakitlerde dışarı çıkarlar, bir yere bırakırlar veya uyku saati dışında uyuturlar. Bu fırsat dolaylı olarak uykuya dirence dönüşebilir.
Bunlar dışında eve bir kardeş gelmesi, özellikle kardeşin anne babayla yatıyor olması; veya evden sevdiği birinin ayrılması yine güven duygusunu tehlikeye atan dolayısıyla uykuyu zora sokan bir neden olabilir.  Doğal olarak yaşanan bu olayları çocuğunuza, yaşanmadan bir süre önce açıklamalısınız. Bu sadece uyku problemi ile alakalı değil kişisel gelişimi açısından da kendisinin sayıldığı, önemsendiği hissini arttıran olumlu bir davranış olur.
Dönemsel stres yaratan konular da uykuya dalmada dirence neden olabilir. Hırsızlık hikayesi, korku filmi vb. kaygıyı arttırıcı bir olayla karşılaşması durumunda yanınıza gelmek isteyebilir. Burada çocuğunuzun yanınıza yatmasını engellemek, sizin de onun yatağına yatmamanız önemlidir. Hemen yanına oturup, kaygılarıyla ilgili konuşarak uykuya dalmasını sağlayabilirsiniz. Onun odasında anlattıklarını dinlediğinizi hissetmesi kaygısını azaltır ve odasıyla da dolaylı bir bağ kurmasını sağlar.
Uykuya direnç veya zorlandığınız diğer konularda yargılama, cezalandırma hiç bir zaman etkili bir çözüm getirmeyecektir. Amacınız mümkün olsuğunca olumlu davranışı ödüllendirme, gün içinde hareketlerini puanlama gibi ona zevk veren bir yöntem olumlu ve sağlıklı bir benlik algısı geliştirecektir. Bu yüzden uyku sürecini keyifli hale getirmeye bakın. Örneğin televizyonu kendi kapatması 5 puan, iyi geceler dilemesi 8 puan gibi.
Son olarak “Geçiş Nesnesi”nin bilincinde olun. Özellikle okul öncesi dönemde hayati önem taşıyan bu olgu hassas yaklaşılması gerekilen bir durumdur. Kısaca açıklamak gerekirse, bu yumuşak bir oyuncak, bir battaniye ya da bir bez parçası bile olabilir. Bu annesiyle ayrı iki beden olduğunu fark etmeye başladığında gerçek dünyaya yumuşak bir geçiş yapmasını sağlayan bir nesnedir. Çocuk cansız bu nesne ile belirli bir ilişki kurar. Sürekli yanında taşır. Bu aşina olduğu nesneyi yanından ayırmamak aslında kendi ortamını yanında taşımaktır, bu güvende hissetmesini sağlayan ve onu güçlendiren bir nesnedir. Kendisine özel olan ve kontrolünü elinde taşıdığı bu nesneyi uyurken de yanında istemesi doğaldır. Yırtılsa, kirlense bile ondan ayırmamaya özen göstermelisiniz. Kendiliğinden vazgeçecek olduğu bu nesneyi 5 yaş civarında bırakacaktır.
                                                                                                                                                  
 
                                                                                                                                     Sevgi ve saygılarımla
                                                                                                                               Psikolog Ece KARABAĞIR

Yorumlar